CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

26 Kasım 2008 Çarşamba

ilk adımlar


Biraz zaman alacak gibi gözüküyor yazabilmem. Kızımızla ilgili henüz paylaşmak için erken bulduğum bir sıkıntımız var. Lütfen iyiliğimiz için dua edin...

Ha bugün ha yarın yazdım yazcağım derken... bugün,tüm bu sıkıntıların arasında bizi neşelendiren Efe Deniz'in ilk adımları oldu.

Saat 20:50 ve Efe Deniz ilk adımlarını bizim sevinç çığlıklarımız arasında attı :)



20 Kasım 2008 Perşembe

Teşekkürler


İlk teşekkürümüz Nehiri'mize sağlıkla kavuşmamızı sağlayan, bana tüm ameliyat süresince moral veren sevgili doktorum Sibel Açıkalın'a... (tabii daha sonra detaylı bir teşekkür yazısı gelecek kendisine)

İkinci teşekkürümüz yoğun bakımda kaldığı müddetçe kızımızla yakından ilgilenen Medicana Hastanesi yoğun bakım hemşirelerine...

Bir diğer teşekkürümüz kızımız yoğun bakımda kaldığı müddetçe, refakatçi olarak kaldığımız bir hafta boyunca bizimle ilgilenmeye devam eden Medicana Hastanesi kat hemşirelerine...

Sondan bir önceki teşekkürümüz hastanede kaldığımız müddetçe telefonlarıyla yanımızda olan eş-dost-akraba ve arkadaşlarımıza...

Ve son teşekkür bana yıllar sonra bile dostlar edinebileceğini gösteren, "internetten arkadaş mı edinilir canım" tezimi çürütmeme sebep olan, gerek ziyarete gelen, gerekse arayıp soran ve beni tam kalbimden vuran blog dostlarıma... iyi ki varsınız...



16 Kasım 2008 Pazar

Nehir sonunda evinde







Bir haftalık hastane maratonumuz sona erdi. Sonunda kızımızın tedavisi tamamlandı ve artık evine geldi. Abisi onu “uuu” diyerek ve “cici” yapmaya çalışarak karşıladı. Doğum ve sonrası…. çok yakında…

9 Kasım 2008 Pazar

Sabırsız Nehir'imiz doğdu...



Başak hastaneden bildiriyor :

Nehir'imiz normal koşullarda 1 Aralık gibi, doktorumuzla anlaşmalı olarak ise 21 kasım tarihinde aramıza katılacak olmasına rağmen, abisi gibi sabırsız çıkınca yaklaşık 3,5 hafta kadar erken doğmuş oldu.


Erken doğmasına rağmen 3.430 kg, 52 cm doğan fırlama kızımız aynı hareketliliği nefes alıp verme konusunda da gösterdiğinden uzunca bir süre yoğun bakımda solunum düzenlenmesi için kalması gerekecek. Bu sabaha kadar burnundan solunum tüpü ile oksijen desteği almasına rağmen yine dikbaşlılığını göstererek hortumu 2 defa tutup çıkarması sonucu şu sıralarda küvezde normal solunum yaptırılmaya çalışılıyor :) Antibiyotik tedavisi de bitince kavuşacağım Nehir'ime.
Anneyi sorarsanız, sanırım taze dikişlerin tekrar kesilmesi sonucu ilk anlarda çok ağrım olmasına rağmen bugün -hele de kızımı gördükten sonra- gayet iyiyim.
En kısa zamanda detaylı doğum maceramız ve fotolar ile aranızdayım. Arayan-soran tebrik eden herkese teşekkürler...


6 Kasım 2008 Perşembe

1 yaşıma 1 ay kala



Nasıl da çabuk geçti zaman! Daha dün gibi gaz yüzünden ağladığım, biberon maması yediğim, dönmeye çalışıp beceremediğim, oturduğum yerde devrilince geri doğrulamadığım günler. Abi olmak üzereyim ya, belki de o yüzden bu kadar acele ediyorumdur büyümeye. Üst iki dişimi de sonunda çıkardım.Annemler diğer 4 tanenin de yolda olduğunu söylüyorlar. Geceleri ağlamak dışında pek sorunsuz geldi üst dişlerim. Dolayısıyla artık daha iyi ısırabileceğim herkesi…
Artık anneannemlerden evime geri transfer oldum. Ama alışmışım anneanneme sarılıp uyumaya, bizimkiler uyku vakti deyince hepsine el sallıyor
sonra uyumamak için saatlerce ağlıyorum ve sonunda kendi yanlarında uyutuyorlar beni. Sonra bi gözümü açıyorum, uykulu halimden istifade edip yatağıma yatırmışlar bir daha basıyorum yaygarayı yine alıyorlar yanlarına…Bu sefer, cinlik yapıp gecenin bir körü hemen uyumayıp oynamak istiyorum yatakta, böylelikle onlar gözlerinden uyku akan bir halde benim sızmamı beklerlerken ben uykuya dalınca rahatlayıp uyuyakalıyorlar, ben de sabaha kadar yanlarında kalıyorum. Biraz deli yattığım için tekmelerimden ikisinden biri nasibini alıyor sabah kadar. Olan anneme oluyor, kadıncağız zaten Nehir yüzünden de uyanıp duruyor bir de ben kıpır kıpır olunca sabahları uyanmakta nasıl zorlanıyor anlatamam. Neyse ki Filiz ablam annemi kurtarıyor, gelip beni alıyor ve oyun oynuyoruz da, o sırada artı bir saat daha uyuyabiliyor annem. Bu arada farkettiyseniz Filiz ablam hala benimle :)


Filiz ablam ile


Üstelik çok da iyi anlaşıyoruz, başımı göğsüne yaslamaya, kovalamaca oynamaya, beraber vileda yapmaya bayılıyorum. Bir de sesi çok güzel. Bazen ben uyumayacağım diye diretip ciyak ciyak ağlarken o başlıyor ninni söylemeye biraz daha direnip sonra kendimi onun sesiyle uykuya bırakıyorum böyle zamanlarda. (Annem tahtaya vurup maaşallah,nazar değmesin demenizi rica ediyor :) )


Tabi annemlere transfer olunca ana-oğul ilişkimiz de düzeldi. Artık annemle daha yakınım hatta ilgiye ihtiyaç duyduğumda gidip ona sarılıyorum başımı dizine yaslıyorum ya da öper gibi yapıp ısırıyorum :)
Ama yine de anneanne ve babamla olan ilişkim bir başka. Bir de herkes “aaa tıpkı baba” diyor beni gördüklerinde. Sizce de babama mı daha çok benziyorum?
Artık daha da hareketlendim, koltuklara tırmanmaya çalışıp tek elimden tutulunca yürüyebiliyorum. Favori mekanım ise parklar.


Daha hızlı Sema abla, daha hızlı


Çünkü hem bi sürü oyuncak var hem de kuşlar. Anneannem mutlaka her gidişimizde kuşlara yem atıyor ben de keyifle seyrediyorum. Geçenlerde Uras ile karşılaştık parkta. Tabi hemen yere atılıp bulduğumuz yapraklarla oynamaya başladık.Çok kafa çocuk bu Uras. Üstelik o artık yürüyor , bakalım ben ilk kendi başıma adımımı ne zaman atacağım? Herkes “çok yakın” diyor ama annem “aman aman bir süre daha bekleyebilir” diyip duruyor neden acaba? Galiba son zamanlarda yürümeme gerek kalmadan evimizi keşfetme çabalarım pek hoşuna gitmedi de ondan. Her çocuk gibi benim de ilk ilgi alanım cep telefonları ve kumandalar. Bazen öyle bir yerlere sokuyorum ki arayıp duruyorlar :) Mutfakta elime geçirdiğim herşey oyuncak. Hatta oyuncaklarımdan bile daha çok eğleniyorum mutfak aletleriyle. Fırına tutunup, lavabonun altındaki dolaba ulaşıp oradaki cifleri çıkarıp yerleri temizlemek istedim geçenlerde kıyamadılar herhalde yorulmama hemen elimden aldılar. Ben de kapkaçak ne bulursam alıyorum. Bazen şapka bazen davul yapıyorum kendime. Bir de kocaman bir kaşık buldum ama bununla yemek pek kolay olmuyor.
Oyun grubumuz 2 haftadır iptal. Malum bir çocuk ya da annede az da olsa hastalık olursa görüşmemek en sağlıklısı. Ama yeni arkadaşlar edinmeye devam;geçenlerde minik bir çocukla tanıştım adı Erk, annesi Elife abla annemin yakın arkadaşıymış. Pek bir minik gözüktü gözüme karşılıklı birbirimizi inceledik durduk.

Annem “şimdi kardeşe alıştırma oluyor ama ilerde iyi arkadaş olurlar” dedi. Aramızda 6-7 aycık varmış sadece…
Son zamanlarda bir de taklitçi oldum ki sormayın…Kim ne yaparsa ya da ne derse aynısını taklit ediyorum. Elimle çağırıp gel gel diyorum, “topu at” dediklerinde “dooo” diyip topu atıyorum. Elimi ağzıma kapatıp açmak suretiyle “vavava”, parmaklarımı dudaklarımda indirip kaldırmak suretiyle “bua,bırrr” gibi sesler çıkarmaya, kedi dediklerinde “kkkkkk” demeye, istediğim birşeyi elimle göstermeye, anlamadıklarında ya da anlamamazlığa geldiklerinde sinirlenmeye, birileri giderken bay bay – öpücüklü baybay yapmaya, alışveriş merkezinde reyonlardaki tüm kıyafetlere asılıp bırakmamaya, her yeni gördüğüm nesneye “ooooo”ya da “uuuuu” diyerek şaşkınlığımı bildirmeye,emekleyerek sehpaların altına girmeye,fotoğrafımı çekecekleri zaman poz vermeye bayılıyorum. Bir de kızdıkları ya da yasak olan bir şey için büyükler işaret parmaklarını sallayıp “hııı” diyorlar. Ben de nereye gitmemem ya da neye dokunmamam gerekiyorsa yanına gidip önce parmağımı sallayıp “hıııı” diyorum sonra aynen ne yapacaksam yapmaya devam ediyorum.
Şu kısacık ömrümde en hoşlanmadığım şey ise kabızlık denen bir hastalık oldu. Ne yapsak kurtulamıyorum. Bu yüzden fistül mü fistür mü ne oldum. Zavallı annem her akşam ağlamalarıma içi acıyarak bana bir krem enjekte ediyor. Neyse büyüyünce geçer inşallah diyeyim.Büyüyünce demişken 5 aralığı beklememe gerek yok büyümek için ben 21 kasım itibariyle “abi” oluyorum. Daha şimdiden heyecanlanıyorum kardeşim için. “Nerede kardeş?” dediklerinde gidip annemin karnına dokunuyorum, cici yapıp, annemi karnından öpüyorum :)
Eeee şunun şurasında koskoca 11 aylık bebek olduk değil mi? Tüm bu anlattıklarımdan da anlayacağınız gibi,kısaca hem 1 yaşımın ,hem de abi olmanın vereceği olgunluğa ve sorumluluğa kendimi hazırlıyorum :)

2 Kasım 2008 Pazar

2 doğum günü kutlaması 1 doğum günü tarihi

Bu hafta pek hareketli geçti. Şu 11 aylık hayatımda aynı hafta içerisinde iki tane doğum günü kutlamasına katıldım.
İlki 29 ekimde benden bir yaş büyük olan Ece’nin kutlamasıydı. Ece prenses gibi olmuştu.Pembe ebisesi, örülü saçları ve yüzündeki o muzur ifadeyle işte bu “partinin kızı, doğumgünü çocuğu benim” diyordu adeta. Partinin en küçüğü bendim (benden 1 gün büyük bir yaşıtım olduğundan). Balonlar ve süslemeler ile çok eğlendim ama1 yaş daha büyük olsaydım eminim hem sihirbazın gösterileri,hem palyaço ile, hem yüzümü boyatarak,hem de koşuşturan çocuklar ile daha fazla eğlenebilirdim. Neyse seneye artık :)
İkinci doğum günü ise normalde 6 Kasımda doğan, benim sevgili oyun arkadaşım Uras’ın 2 Kasım Pazar kutladığı doğumgünü partisiydi. Tabii ki de Uraslarda olmak çok eğlenceliydi. Hem yine bir sürü balon vardı, hem de Urasla peşpeşe evde dolanmak çok keyifliydi ayrıca Uras’ın pastası çok şirindi.O mumları üflerken ben pastamı bekler bir şekilde koltuğumda oturdum. Sonra babalar bizi yanyana aldılar. Ve pasta kesilmeden hepberaber bir hatıra pozu çektirdik . Kısaca her iki doğum gününde de çok ama çok eğlendim.
Başlığa bakıp da 2 doğum günü kutlamasını anlattın, herhalde şimdi de doğum gününü hatırlatıp bizi davet edeceksin diye düşünüyorsanız yanıldınız. Vereceğim doğum günü tarihi kızkardeşimin doğum günü tarihi :)
Dedim ya çok hareketli bir hafta oldu diye. Salı günü annemin kontrolü vardı ve kardeşim de annem de artık tehlikeli haftaları geride bıraktılar. Kızkardeşim şu an bile doğsa artık bir tehlike kalmadı. Veeeeee işte beklenen tarih : eğer daha önce bir tarihte (doktorumuz 15'i itibariyle her an hazır olun siz yine de demiş) ben geleceğim diye bir girişimde bulunmazsa, Nehir, 21 Kasım Cuma sabahı aramıza katılmış olacak. Bu durumda ben ondan tam tamına 11,5 ay büyük olacağım :) Yani benim doğum günümde ailemiz artık çoktan 4 kişi olmuş olacak. Ne yapalım 5 Aralık’da çifte kutlama yaparız artık. Hem oyunlar oynayabileceğim, mıncıklayabileceğim, sırlarımı paylaşıp, muzurluklarıma alet edebileceğim bir kardeşten güzel hediye mi olur :)