CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

26 Haziran 2008 Perşembe

5.ay biterken


05/06/2008


Yarım yaşında oldummmm


Ha doğdu ,ha doğacak derken 6 aylık oluverdi bile.
Nedense ilk doğduğu günden beri, altıncı ay hep bir dönüm noktası olacakmış gibi geldi bana. Sanki ilk altı ay yeni doğan- bebek sınıfındayken, 6 aydan sonra bebek- çocuk sınıfında olacakmış gibi hissettim.
Sonuçta 5 haziran itibariye “buçuk” adam oldu beyimiz :)
Beşinci ayda Efe Deniz bize yine bir sürü süpriz yaptı bizlere.
İlk süprizi beşinci ayın ortasında pat diye çıkıveren dişi oldu :)
Biz acaba mı, bir kabartı mı ne var? diye kendi kendimize sorarken minik bir diş atıverdi kendini dışarı.

Dişim ve diş etlerim kaşınıyorrr

Ve en büyük korkumla yüzleşmiş oldum böylelikle. “Diş çıkarırken ateşlenip,huy değiştirip, tüm düzeni bozulacak mı?”. Bu saydıklarımın hiçbiri olmadı çok şükür ama bu dönemde iştahsızlık,sürekli kucağa alınıp ayakta durma isteği arttı. Bu ayakta durma isteği de gerçekten ayaklanmasını tetiklemiş olmalı ki, ikinci süprizini 5.ayın üçüncü haftasında birden bire kollarıma tutunup kalkmasıyla yaşamış olduk.



Hoopp işte ayaktayım

Şimdi tutunacak ne bulursa asılıp kendini kaldırıyor. Bacakları henüz güçsüz olduğundan kısa bir süre ayakta durup sonra popo üstü oturuveriyor :)

Elimi koyunca düşmeden oturabiliyormuşum...

Kendi başına oturma süreleri de uzadı birkaç dakika ancak dayanabilen miniğimiz artık çok daha uzun süreler oturabiliyor. Ama hala yüzüstü durma ile sorun yaşıyoruz.
Yüzüstü durmaktan hiç hoşlanmayan bıcır,sanırım bu gidişle emekleme diye bir eylemden hiç haberdar olamayacak.
Yemek konusuna gelince gündüzleri biberonla olan ilişkisi neredeyse sıfıra indi bizimkinin. "Kaşık olmadan yemem" triplerinde. Hatta boşta kaşık bulduğu zaman kendi kendine yeme denemeleri bile yapıyor.

Ama bu kaşık booşş :(



Kısaca bizimki şimdiden anladı galiba “abi” olduğunu, dişimi çıkartır,yemeğimi yer,ayağa kalkar büyüdüğümü ispatlarım der gibi bir hali var.

Bu ses nerden geldi? Şuradaki nesne ne? Meraklı ne demek?

Tabii tüm bu büyüme hevesiyle beraber artan merak ve ilgi, kendimizi bir anda bir “kaşla göz arası” döneminde bulmamıza sebep oldu.
Herşey kaşla göz arasında olabiliyor.
Örneğin şekil 1A’da gördüğünüz broşür oyalansın diye yolda eline verilmiş olup kafamızı başka bir yöne çevirdiğimiz anda kaşla göz arası kemirilmek suretiyle ekteki biçime getirilmiştir.

Mmmm çok lezetliymiş bu broşür...



Kaşla göz arası örnekleri, parçalanıp yarısı yenilen kağıt havlu, devrilen şekerlik, kapağı açılıp sallanamak suretiyle dökülen pudura ...vs gibi örneklerle çoğaltılabilir.
Buçuk adam olduğu şu günlerde en güzel şey ise tepkilerini çok güzel ifade etmeye başlaması.
Mesela biberon mamasını reddedip, sonra kaşıkla mama verdiğimizde “hah sonunda anladınız ne istediğimi” bakışı atıp, uzun süre arabasında kaldığında kollarını bize doğru uzatıp ellerini açıp kapatmak suretiyle “alın beni” diyebiliyor.
En güzeli ise keyifli olduğu zamanlarda gıdıklanırken atmaya başladığı sesli-çığlıklı kahkahalar.

Ayy katılacağım,gıdıklamasanıza yaaaa...



Bu kahkahaları duymak,insanın tüm dertlerini,tüm sıkıntılarını,aklındaki herşeyi uçurup götürüyor.
Dilerim hayatının her günü bu şen kahkahalarınla çınlasın benim “buçuk” aşkım...

0 yorum var.Sen de yazmak istersen burayı tıkla...: