CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

16 Haziran 2008 Pazartesi

Anneme






“Anne olunca beni anlarsın” derdin ya hep, o küçük zıplayan mercimeği gördüğüm gün anladım seni. Ve dedim ki :

Anne ya, ne zormuş anne olmak.

Ne büyük, ne sağlam bir yüreğin varmış senin.
Ben daha yüzünü görmediğim,kucağıma almadığım bir mercimeği kaybedeceğim korkusunu yaşıyor ve onu canımdan çok seviyorsam...sen beni bu yaşa getirene kadar neler yaşadın kim billir?
Kim bilir ne fırtınılar koptu içinde beni okul gezilerine yolarken, nasıl korktun hasta olduğumda, ne endişelerin oldu ergenlik dönemimde, nasıl çaresiz hissettin aşk acısı çektiğimde...

Anne ya, ne zormuş anne olmak.

Ben iyi bir eğitim nasıl verebiliriz diye harıl harıl kitaplar araştırıp, sürekli birşeyler okuyorsam şimdiden... sen neler yaşadın ben üniversiteden mezun oluncaya kadar?
Yağmurlu,karlı havalarda beni kurslara getirip götürürken,bitirme tezimi yazmaya çalışıp,başaramazken, kim bilir kaç kez “acaba” diye geçirdin içinden; “acaba başarabilecek mi?” “acaba eğitim masraflarını karşılayabilecek miyim?” “acaba emeklerinin karşılığını alabilecek mi”, “acaba mezun olabilecek mi”....acaba, acaba....

Anne ya, ne zormuş anne olmak.

Arada, arkadaşlar laf attıyorlar “bu durumda sen kaynana olacaksın, vay kızın haline” diye. Oğlum büyüyecek, sevdiği kızı getirip tanıştıracak ve bir gelinim olacak...
Yok yok gelin değil “kızım” olacak. İş güç sahibi olup aşk meşk meselelerini konuştuğumuzda tek şey söylerdin bana “ kızım, öyle birini getir ki ailemize, bana damat değil evlat olsun”. Ama kim bilir ne endişeler vardı yüreğinde, ya yanlış birine tutulursam, ya görmezse gözlerim karşımdakinin doğru insan olup olmadığını diye.
Ama temiz kalplisin sen.
Yine duaların kabul oldu. Bir kızın vardı, bir de oğlun oldu. Hatta çok yakında bir oğlun daha oluyor J

Anne ya, ne zormuş anne olmak.

Büyüttün,okuttun,evlendirdin... bitti mi?.... Nerdeee?
Şu 9 ayda kimse senin kadar çekmedi benim cefamı...
İlk üç ay, yerimden kımıldayamazken benimle birlikte eve kapandın. Kim bilir ne korkular geçti kalbinden hiçbirini bana yansıtmadın.
Sonrasında her işime sen koştun. Defalarca hastaneye getirip götürdün, bir yandan bizim evdeki işlere koştun, bir yandan kendi evindekilere, ben rahat bir hamilelik geçireyim diye beni “pamukprenses” yaptın, kendin “kül anne” oldun.
Sayılı gün kaldı anneanne olmana...
Anneanne olunca biter mi diye düşündüm.
Siz okuyanlar verin cevabı...
Evet , tabi ki bitmez. Bitmediği gibi az çok hayal ediyorsunuzdur; “Anne, kadın gelemeyecekmiş bugün Efe Deniz’e sen bakabilir misin?” “Anne, cumartesi gecesi bir arkadaşın düğünü var, Efe Deniz sende kalabilir mi?” “Anne, Fikret ,yarın çalışacakmış Efe Deniz’i kontrole beraber götürelim mi?”......ve bu cümleler böyle uzar gider.


Anne ya, ne zormuş anne olmak.

Ne büyük, ne sağlam bir yüreğin varmış senin. Ve ben ne şanslı bir çocukmuşum ki senin gibi bir annem var.

Dünüm, bugünüm ve yarınım için sana ne kadar teşekkür etsem az.

İyi ki varsın annecim, seni çok seviyorum.