CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

20 Haziran 2008 Cuma

Haydi şimdi bütün eller havaya.....

27/1/2008

Sanırım hamile kaldığımdan bu yana, şöyle canlı müzik,bar,içki,gece hayatı gibi kavramları unutmuş bir şekilde saksıdaki bir petunya edasıyla yaşayıp gidiyordum.
Yani tamı tamına nerden baksanız 10-11 aydır ve hatta belki de bir yıldır şöyle”hadi oturmaya mı geldik” “hadi camide miyiz?” “haydi şimdi bütün eller havaya” muhabbeti yapmamıştım.
Taa ki bu Cumartesi gecesine kadar.
Bu Cumartesi artık içimdeki kurtlar mı kıpraştı, yoksa hayat çok mu monoton geldi bilinmez, “benim gitar dinleyesim tuttu, hadi bu gece şöyle eğlenelim biraz” dedim.
E artık dışarı çıkmak için oğlumuz içinde bir organizasyon yapmamız gerektiğinden konuyu anneanne ve dedeye açtık.
Gönüllü anneanne ve dede, bu planımıza balıklama atlayıp “aaa tabii çocuklar gidin eğlenin biraz, valla uzun zamandır çıkmadınız dışarı” diyerek sözde bizi teşvik edip torunları ile geçirecekleri geceyi düşünürken gözleri parlıyordu.
Onlar memnun- biz memnun.
Tam da bu sırada Serap aramaz mı? İşte dedim mükemmel bir gece için herşey tamam. Serap ve müstakbel eşi Kıvanç,Efe Deniz’i de görmek istediklerinden önce bize geldiler, sonra oğlumuzu pusetiyle annemlere bıraktık ve geceye doğru yürümeye başladık.
Plan, önce bir yerde birşeyler atıştırıp sonra da canlı müzik dinleyebileceğimiz bir yere gitmekti.
Planımıza doğru ilerlerken ben de içimden her nedense “gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem olacak” diye mırıldanıyordum.
Mırıldanıyordum da, muhteşem filan olmadı. Olamadı. Yaşlandığımızdan mıdır (ki buna inanmak istemiyorum) yorgunluklarımızdan mıdır, saat 23:00’de hepimizin gözleri küçülmüş “artık geri dönsek” modundaydık.
Önce Chicken Last Stop’a gidip, eski günlerdeki gibi yemek yedik, içtik muhabbet ettik.
Sonra ordan çıkıp, hemen çaprazdaki Chill In’e geçtik. Tam da istediğim gibi, Tulga isminde bir gitarist çıkıyordu. “Ruhumun gitar dinleyesi gelmiş” dedim. Öyle iyi geldi ki anlatamam. Ama dediğim gibi saat daha 24:00 olmadan, balkabağına mı dönüşeceğimizden korktuk nedir, kalktık eve döndük.



Yine de bu bile bana yetti.
Sonuç olarak bu geceden çıkardığım sonuçlara gelirsek:
En önemlisi, Efe Deniz bir geceliğine bile başka yerde kalsa özlüyormuşum (her emzirme saatimde uyandım)
Gece dışarı çıkma anlayışım değişmiş.Ama yine de eylemlerim devam edecek ve “gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem oldu” diyebileceğim tam hakkıyla.
Serap ve Kıvanç’ı özlemişim (bir aydan fazladır görüşmemiş ve dışarda bir organizasyon yapmamıştık)
2 saatten fazla, Fikret ile, Efe Deniz olmadan dışarda kalınca, sanki kendimizi yeni evli ya da flört ediyormuşuz gibi hissettim :)
Öyle ya da böyle bu Cumartesi bana çok iyi geldi çook :)

0 yorum var.Sen de yazmak istersen burayı tıkla...: