CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

10 Şubat 2016 Çarşamba

Uzaklarda bir dost gibi....



Hani yıllarca görüşmediğiniz, ama bir telefonda ya da bir buluşmada sanki daha dün berabermişsiniz gibi hissettiğiniz dostlarınız vardır.Bilirsiniz ki aramasanız da darılmaz, aramasa da alınmazsınız. Varlığını bilir ve iyi, huzurlu  hissedersiniz. İşte yıllar önce çocuklarıma hatıra olarak bırakmak üzere açtığım bu blog da aynı o uzaktaki dost gibi benim için.
2 koca yıl tek cümle bile yazmadan geçmiş... Ama ben son yazımı sanki dün yazmışım gibi hissettim.
Zaman dediğimiz şey göreceli bir kavram. Kimine 2 yıl çok kısa gelir, kimine çok uzun.
Her zaman derim zamanın uzunluğu, kısalığından öte o zamanı nasıl değerlendirdiğin önemli.
Biz dolu dolu yaşadık bu 2 seneyi.



Çocuklar büyüdüler, biz biraz yaş aldık...
Birlikte eğlenmeye devam ettik.
Okullu olduk, dersler ve sınavlarla boğulduk. (tamam kabul ediyorum çocukların umurunda olmadı, daha çok ben boğuldum )
 Yeni yaşlarımızı kutladık...
Büyümenin getirilerini yaşamaya başladık. Dişler teker teker dökülmeye başladı. Diş perisi yalanı itina ile reddedilerek anne düşen her diş için kaç para vereceksin tartışması yaşandı. Sırf para almak için sallanmayan dişler iteklendi durdu :) Sonunda zafer onların oldu...


Çocuklarla birlikte biz de yaşlandık ama büyümedik. İçimizdeki çocuk onlarla hoplamaya, zıplamaya, kudurmaya devam etti.
Çok sıkılıp, zorlandığımız, üzüldüğümüz günlerimiz de oldu elbette ama hepsinde birlik olduk, birbirmize sarılıp, birbirimizden güç alıp hepsini atlattık.
İşlerimiz değişti, evlerimiz değişti ( Kentsel dönüşüm sebebiyle 2 yılda 3 defa taşındık daha ötesi var mı?) ama biz değişmedik.
Hep aşağıdaki muzur çocuk kıvamında kaldık...


Sevgiyle kalın... bir daha ne zaman yazarım bilinmez :)



glitter-graphics.com