CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

16 Haziran 2008 Pazartesi

Küçük prens iş başında

14/11/2007

Saat gecenin 02:08’i.
Son iki gecedir yaşanan fırtınalı havalardan sonra, şehir derin ve sessiz bir uykuya dalmış.
Biraz evvel camdan baktım, bir martılar, bir de ben ayaktayız.

Peki ama benim koca göbeğimle bu saatte ne işim var ayakta?
Acıkıp da kalktığımı zannediyorsanız yanılıyorsunuz, keza bir Whopper jr. olsa hayır demezdim herhalde J
Her neyse...bu saatte iş çıkarmayayım şimdi...
Aslına bakarsanız çoktan yatmış ve uymuştum. 22:30 itibariyle deriiin bir uykuya dalmış olan ben, saat 01:30 sularında, yatmış olduğum sol yönümden aldığım darbeler,iteklemeler sonucu gözümü açmış bulundum. Açış o açış.
Küçük prensimiz, sıkıldı herhalde...
Karnımın içinde brek dans yaptığına yemin edebileceğim oğlumuzun hareketlerini hayretle seyretmeye başlayınca da gördüğünüz –pardon okuduğunuz- üzere tamamen uykumdan oldum.
Artık yeri iyice daraldığından herhalde, her hareketi çok net hissediliyor. Kıyafetlerimin üzerinden bile rahatlıkla ne tarafta olduğu, ne yaptığı görülebiliyor.
Özellikle sabahları bu hareketlerine direnmeye çalışıyorum .
Kısaca olay şöyle gelişiyor; bizim pıtırcık sabah 5-6 itibariyle “hadi kalkalım artık” moduna geçip beni iteklemeye başlıyor. Ben ise “yaa bu saatte kalkılır mı, bana ne bana ne uyuyacağım ben işte” diye direniyorum.
Bu inatlaşma her 2 saatte bir yaşanıyor ve eğer şanslıysam ben kazanıyorum.İstediğim saate kadar zorla da olsa uyuyabiliyorum.
Ama son bir kaç gündür, bizimkisi hep galip durumda. Baksanıza halime saat gecenin iki buçuğu ve bizimki hala dans ediyor. Sanırım bu gece de bana uyku haram...
Son dönemlerde artan bu gece 3-5 uyandırmaları, emzirme dönemine bir alıştırma süreci olsa gerek.
“Canım oğlum, bak nasıl da doğmadan beni düşünüyor” diyerek teselli buluyorum.
Yarın, pardon bugün doktor kontrolümüz var, bakalım kaç kilo oldu, da annesini böyle gecenin bir vakti ayaklara dikiyor...
Neyse, hazır kalkmışken bilgisayar başında bu kadar vakit geçirdiğim yeter, diğer elektronik aletlerimiz kıskanabilirler. Sırf kıskanmasın diye şimdi biraz buzdolabımızla vakit geçirmeye gidiyorum.
Hepinize tatlı rüyalar...