CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

20 Haziran 2008 Cuma

Ne olur hergün böyle gezelim ...hep gezelim...

4/2/2008

İşte bunu seviyorum. Hep gezelim, hep gezelim...hiç evde oturmayalım.
İstiyorum ki hiç eve girmeyeyim hep dolaşayım. Ya da evde olsak bile birileri gelsin hep beni sevsin,o kucak senin bu kucak benim dolaşayım durayım.
İşte bu pazarım aynen istediğim gibi geçti.
Önce Ece’lere gittik. (Şimdi bu yazıyı annem yazıyor olsa Banu teyzesi ve Mustafa amcasına gittik derdi.)

İşte Ece beni sallarken


Ece benim ilk arkadaşım,hatta annemin karnındayken gördüğüm ilk arkadaşım. Bu yüzden bir yakınlık hissederim kendisine. Sanırım aynı sıcaklığı o da hisseti ki bir ara geldi elimi tuttu, hatta ana kucağımı salladı.
Pek mutlu oldum.




Ece benim elimi tuttu :)

Bu arada Ece’nin yeni saç modeline bayıldım.
Galiba ben kalabalık ortamları seviyorum. Çünkü ne zaman kalabalık bir ortamda olsak annemi yalancı durumuna düşürüp uslu durup melek gibi oluyorum hatta hiç uyumadığım kadar uyuyorum :)
Ece’lerde annemle babamın, işten bi sürü arkadaşı vardı. Ama beni ilgilendiren kısım bizimkilerin arkadaşlarının çocuklarıydı. Bugün benden 6 ay büyük Melek ile, ve 8 ay büyük Gökalp ile tanıştım.
Melek adı gibi bir kız, cin gibi bakışları var. Gökalp ise kafa bir çocuk. Bütün gün ağzında kımızı bir balıkla dolandı,çok hoşuma gitti. Demek ki ilerde beraber muzurluk yapabiliriz. Bi de yakışıklı valla, kız tavlarken pek yanımda olmamasına dikkat edeyim. Bana rakip çıktı :)
Bizimkilere çok kızdım. Onları anne-babaları halının üzerine bıraktılar ve hepsi halının üzerinde hem oturup hem beraberce oynadılar. Oysa zavallı ben ise, ya anakucağındayım ya da babamın kucağında, bırakmadılar ki 5 dakika ben de oynayayım onlarla. Ben de önce uzaktan izledim onları sonra baktım bizimkilerin beni yere bırakmaya hiç niyetleri yok,canım sıkıldı ben de bütün gün uyukladım.
Hatta askerlik hatırası gibi bizleri yanyana koyup resim çekerlerken bile gıcıklık olsun diye gözlerimi açmadım. Ne zaman ki resim çekmeleri bitti , dağıldık hemencecik uyandım. Oh canıma değsin siz misiniz beni yere bırakıp arkadaşlarla oynamama izin vermeyen.



Askerlik hatırası gibi oldu.


Bizimkilerin de keyfi yerindeydi. Banu teyze ve Mustafa amca o kadar güzel hazırlanmışlardı ki (bakınız şekil 1A) hiçkimse masanın etrafından ayrılmadı.

Şekil 1A



Şekil 1 B


Barbekü güzel birşey galiba, katı gıdaya geçince denemem lazım.
Ece’lerde zaman nasıl geçti anlamadım. Beni arbaya koyup, yola çıktığımızda eve dönüyoruz diye üzüldüm ama gözümü açtığımda yine kalabalığın içindeydim.
Ahenk teyzemin doğum günüymüş bugün.
Onun kucağında uslu durarak, hiç ağlamayarak ve bir de güzel bir poz vererek kendimce bir doğumgünü hediyesi verdim ona.

Happy Birthday to you (ingilizce de bilirim)

Ben bu kalabalığı tanıyorum artık. Annem ve babamdan sonra en sık gördüğüm kişiler bu kişiler. Zaten bir de beni kucaklarına almak için adeta yarışıyorlar. Galiba sevenim çok :)
Ama hepsine de çok gücendiğimi de belirtmeliyim. Baksanıza şu aşağıdaki resme!!!
Ne görüyorsunuz? Daha doğrusu ne göremiyorsunuz?

Küstüm işte beni niye çağırmadınız
Evet ,doğru bildiniz beni göremiyorsunuz. Beni yanlarına almadan pasta kesip, bir de toplanıp resim çektirmişler. Çok gücendim çook. Bir dahaki kutlamada en ortada olmak isterim ona göre. (Sanırım bir sonraki kutlama annemin doğumgünü, hımm bi de ona süpriz hazırlamak lazım şimdi acaba “anne” yi şimdi mi desem daha ileriye mi saklasam? :) )
Günü bitirdik, artık eve dönünce yine üçümüz başbaşa kalacağız zannederken o da ne?
İpek abla ile Numan abi geldi. Pardon “İpek” sana abla demeyecektim dii mi? Benim için hava hoş da...Numan abi bozulmasın bu işe :)
İpek ve Numan abi beni kucaklarına alıp, mıncıkladılar sevdiler. İpek beni çok değişmiş buldu. Yakışıklı olduğumu düşünüyor galiba .Pardon Numan abi, valla kötü niyetim yok :)


İpek ve Numan abi ile

Ama sonra muhabbete daldılar ve ben de babamın omzundan Türkiye gündemiyle ilgili yaptıkları konuşmaları ciddiyetle dinlemeye gayret ettim.
Sonuçta bugün kucak kucak dolaştım . Çok yorulup ekenden uyurum sandınız değil mi?
Parmaklarım küçük olduğundan bu yazıyı anneme yazdırıyorum ve saat, gece 02: 04.
Ve inanın benim için gece yeni başlıyor.
Allah allah, annem gece gece şarkı söylüyor.
Hımm nakaratı güzelmiş, eşlik edeyim bari... Sabır, sabır ya sabırr... belki de uyuyakalırrr. (imdaaatttt)

0 yorum var.Sen de yazmak istersen burayı tıkla...: