5/5/2008
5 Aylık oldumm
İyi ki işe dönmemişim. (Bir gün böyle bir cümle kuracağımı söyleselerdi asla inanmazdım :) )
2 ay sonra biten doğum iznimin üzerine eğer ücretsiz izin almasaymışım çok şey kaçıracakmışım.
Her yeni günün, Efe Deniz ile yeni bir maceraya dönüşmesini görmekten daha güzel ne olabilir ki hayatta...
Bugün itibariyle 5 aylık olan oğlumuz, 3. Ay yaptığı şirinliklere hergün bir yenisini ekledi.
Bence bu ayın en önemli iki olayı, katı gıdalara geçiş ve kendi yatağında uyumaya başlamasıydı. Önce katı gıdalara geçişimizden bahsedeyim.
Her doktor kontrolümüzde genelde aynı muhabbeti yaşıyoruz :
Kontrolün başında...
Ne kadar mama veriyorsunuz?
X çarpı 4 kez doktor bey.
Hımm çok veriyorsunuz, biraz mililitreyi azaltıp öğünü arttırın.
Kontrolün sonunda...
Kilosu 300 gr eksik. Siz ölçüyü aynı tutup bir öğün daha ekleyin...
Ve doktorumuz eğer sütü kabul ederse bir hafta sonra içine bebe büsküvisi ekleyerek yedirebileceğimizi söyledi. Baktık bizimki sütü gayet benimsedi, bizde yavaş yavaş önce süte katılmış büsküvi ile başlayıp, elma rendesi, sebze çorbası, sebze püresi derken kendimizi katı gıdalara geçmiş buluverdik.
Tabii biberondan sonra kaşıkla yemek yemek ilk başlarda biraz savaşa benzese de ellerini pantalonun içine sokup bu savaşı biz kazandık. (bakınız şekil 1A)
2 ay sonra biten doğum iznimin üzerine eğer ücretsiz izin almasaymışım çok şey kaçıracakmışım.
Her yeni günün, Efe Deniz ile yeni bir maceraya dönüşmesini görmekten daha güzel ne olabilir ki hayatta...
Bugün itibariyle 5 aylık olan oğlumuz, 3. Ay yaptığı şirinliklere hergün bir yenisini ekledi.
Bence bu ayın en önemli iki olayı, katı gıdalara geçiş ve kendi yatağında uyumaya başlamasıydı. Önce katı gıdalara geçişimizden bahsedeyim.
Her doktor kontrolümüzde genelde aynı muhabbeti yaşıyoruz :
Kontrolün başında...
Ne kadar mama veriyorsunuz?
X çarpı 4 kez doktor bey.
Hımm çok veriyorsunuz, biraz mililitreyi azaltıp öğünü arttırın.
Kontrolün sonunda...
Kilosu 300 gr eksik. Siz ölçüyü aynı tutup bir öğün daha ekleyin...
Ve doktorumuz eğer sütü kabul ederse bir hafta sonra içine bebe büsküvisi ekleyerek yedirebileceğimizi söyledi. Baktık bizimki sütü gayet benimsedi, bizde yavaş yavaş önce süte katılmış büsküvi ile başlayıp, elma rendesi, sebze çorbası, sebze püresi derken kendimizi katı gıdalara geçmiş buluverdik.
Tabii biberondan sonra kaşıkla yemek yemek ilk başlarda biraz savaşa benzese de ellerini pantalonun içine sokup bu savaşı biz kazandık. (bakınız şekil 1A)
Yine ilk denemelerde, yemeğin sonunda ensesi dahil her yeri yemek yedi bizim bıcırın :)(bakınız şekil 1B)
Şekil 1 B- Her yanım yedi
Kendi yatağında uyumaya başlaması ise bir anda oluverdi.
Nisan ortası gibi eşim de, ben de fena halde grip olunca, oğlanı da hasta etmemek adına uzun süre anneannesinde bıraktık. Eşim dayanamayıp arada bir gidip görerekten az da olsa ona da bulaştırdı ama en azından ateşlendirmeden ve hafif bir nezle ile kurtardık oğlanı.
Bu bir hafta, on günlük ayrılıkda sanki daha da bir uzayan bıcır beşiğe sığmayacak gibi gözüktü gözümüze. Bir de annemlerde öyle kollarını bacaklarını aça aça uyumaya alışınca, küçücük beşiğe koymaya içimiz el vermedi. Acaba sorun yaşar mıyız, uyur mu-uyumaz mı, korkar mı, birşey olur mu sorularıyla boğuşurken bir de baktık ki bizimki halinden gayet memnun J. Hatta öyle ki remen çocuğun uyku kalitesi arttı. Gece 20:00 de uyutmaya henüz alıştıramadık ama ben halimden memnunum. Çünkü saat 22:00-24:00 civarında uyuyup sabah 10:00’a kadar uyuyor. Sanırım uykuya düşkünlük konusunda bana çekmiş.
Bana çektiği başka bir konu ise ağlamaya başlamadan önce alt dudağın sarkması. (bakınız şekil 2A).
Ağlasam mı???
Artık isteklerini yüz ifadesi,el kol hareketleri ile ifade edebiliyor. En son numarası ise anakucağından babasına doğru ellerini uzatıp beni al der gibi ellerini açıp kapaması oldu (bakınız şekil 2B)
Şekil 2 B- Babaaa al beni...
Resimde hemen Efe Deniz’in yanında duran bıcır namı diğer Yiğit bebek, ise daha 20 küsür günlük.
Efe Deniz, Yiğit’e ben senin küçüklüğünü bilirim dese yalan olmaz hani ...
Ben senin içerdeki halini bilirim Yiğit beyy...
Kardeş alıştırma turu da denebilir buna :)
Tüm bunların dışında sürekli oturma, ve ayağa kalkma istekleri arttı.Hatta öyle ki mümkünse uyandıktan sonra şekerlemler dışında hiç yatmasın hep ya otursun ya kucakta gezsin istiyor.
Kollarından tutup ayağa kaldırdığımızda (yere sert şekilde bastırmadan) kendince 3-5 adım atıyor.
Yat yat nereye kadar,yürüycem ben artık...
Bayılıyorum sohbete katılmaya
Yattığı zamanlarda ise en büyük eğlencesi, çoraplı-çorapsız ayağını komple ağzına sokmak.
Son zamanlarda inceleme merakı başladı.Her yeni gördüğü şeye hele ki parlak ise dokunmak istiyor, uzuun uzuuun inceliyor.
Geçen gün ilk defa pastaneye girdik beraber. Rengarenk pastaları şekerleri görünce bizimki hepsini tek tek inceledi. Aldığım poğaçayı da tatmak için iki de bir elime hamle yapıp durdu.
Tüm bunlar güzel de, 5 ay oldu hala dönme eylemine dair bir sinyal yok. Ben elimle destek verirsem dönüyor. O zaman da uzun süre yüzüstü durmuyor, hemen basıyor yaygarayı. Yüzüstü durduğu süre boyunca da çok kısa aralıklarla kafayı kaldırabiliyor.
Bu durumu pek anlayamıyorum aslında. Anakucağındayken, tepesindeki oyuncak barına tutunup kendini çekebilecek kadar kuvvetliyken, yüzükoyun yattığında sanki kolları güçsüzleşiyor.
Neyse dönmeye başlayınca da 1 saniye bile yanlız bırakamayacağım göz önüne alınırsa sanırım en son şikayet etmem gereken durum bu olmalı.
Tüm bunlar sadece 1 ayda oldu.
Şimdi 5. Aya girdik bakalım bu ay ne süprizler yapacak bize...
0 yorum var.Sen de yazmak istersen burayı tıkla...:
Yorum Gönder