CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

25 Haziran 2008 Çarşamba

İnek sütü mü? Formül mama mı?

12/05/2008

İnsan bebeği söz konusu olunca her konuda pimpiriklenip onun iyiliğini istiyor.
Bir önceki yazımda geçen bir cümle hem benim kafamı, hem de ortalığı karıştırdı.
“Efe Deniz, sütlü bisküviye bayılıyor.”...
Öncelikle hepinizin bizim iyiliğimiz için yazdığınız yorumlara çok teşekkür ederim.
Haftasonu doktor kontrolümüz vardı. Tabii haliyle doktorumuza ilk sorum “inek sütü” ile ilgili aldığım bilgiler hakkında oldu.
Kadir bey sadece gülümsedi ve Birleşmiş Milletlerin yayınladığı bir makale çıkardı önüme. Bu makalede mama firmalarının bazı ülkelerde reklama ve promosyona yatırdığı paradan –ki bu oran cirosunun %5’ini geçemez) , bahsediyordu. Rakamı çok net hatırlıyorum; 1 milyon dolar .
Diğer bir makalede ise Filipinlerin mama firmalarının reklam ve satışını engellemeye kalkmasıyla nasıl ticaretlerine ambargo konduğu, ve Sağlık bakanlarının bu uygulamada ısrarı sonucunda oğlu ile birlikte nasıl öldürüldüğü yazıyordu.
Daha önce ilaç firmasında da çalışmış biri olarak işlerin nasıl yürüdüğünü iyi bilirim. İlaç firmalarının, medikal firmaların, mama firmalarının tüm hastaneye hatta tüm doktorlara aynı şeyi söyletebilecek güçleri vardır. Hele ki firma güçlü ve yurtdışıkökenli ise. Eğer firma maddi olarak güçlüyes istediği gazetede istediği yazıyı çıkartır, istediği doktora istediği makaleyi yazdırır,istediği konferansta istediği cümleleri söyletir. Acı ama gerçek...
Tüm bu yazdıklarımdan zannetmeyin ki mamaya karşıyım ya da hiç mama kullanmıyoruz. Efe Deniz’in hala 6 öğünün 3’ü mama. Biri yoğurt (ki yoğurt yaparken de süt kullanmıyor musunuz?)
Biri meyve püresi, biri de ya sebze çorbası ya da sütlü büsküvi J Ama şimdilik 6.ayımız dolduğu andan itibaren hedefim, evde ne pişiyorsa ondan vermek ve mama olayını sonlandırmak.
Ayça’nın “pi’nik kuş” diye bir sitesi var. Aynı konu orada da tartışılmış ve yazılanları sizlerle paylaşmak isterim : http://www.pi.web.tr/aycao/?p=1137
Bir de burada Ayça’nın bir cümlesi benim çok hoşuma gitti , ben de aynen katıldığım için bu cümleye yine sizlerle paylaşmak istiyorum: “eğer doğada mama ihtiyacı olsa aptamil ağaçları olur ya da başka canlılardan aptamil elde ederdik..ama maalesef ki yok”
Diğer taraftandoktorumuz Kadir Tuğcu’nun konuyla ilgili görüşlerini yazdığı bir makale ve http://www.anneoluncaanladım.com/ sitesinde yazdığı “anne sütü ve rakipleri” yazısı mama firmalarının startejisini az çok anlatıyor. İlk makale biraz fazla tıbbi terim içeriyor ama eğer sıkılmazsanız aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
http://www.tumgazeteler.com/?a=114261

http://www.anneoluncaanladim.com/yazi.asp?id=424

Sonuç olarak, tekrardan hepinizin konuyla ilgili hassasiyetinize teşekkür ederim.
Ama pek çoğunuzun da yorumlarında yazdığı gibi her anne kendine göre besler, yetiştirir çocuğunu. Yani diğer bir deyişle kendi doğrularıyla. Kimimiz annemizin-kayınvalidemizin bize söylediklerini uygularız, kimimiz doktorumuzun yolunda gideriz, kimimiz tüm bilgi kaynaklarını araştırırız ama hepimiz kendi içgüdülerimizle tüm bu söylediklerimi harmanlar, kendi doğrumuzu yaratırız.
Kimi 6 aya kadar oturtmaz, kimi pastorize süt vermez,kimi mama vermez, kimi yere düşen emziği vermez, kimi yola düşen emziği verir,kimi hiç emzik vermez, kimi yolda emeklemesine müsade eder, kimi yere bırakmaz,...vs,vs bu liste böyle uzaarrr gider...
Ne kadar farklı olursa olsun düşüncelerimiz, davranışlarımız, yetiştirme tarzlarımız, hepimizin ortak noktası, çocuklarımız için en iyiyi istiyor olmamız.
Yazıma son vermeden önce, hepinizin, geçmiş...
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...

0 yorum var.Sen de yazmak istersen burayı tıkla...: