CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

18 Haziran 2008 Çarşamba

Efe Deniz 9 Aylık (kasım-aralık)

Son kontrolümüzde, doktorumuz artık kafanın doğum kanalına girdiğini ve NST sonuçlarına göre
krampların hafif hafif başladığını, doğumun yaklaştığını söyledi.
Son kontrolümüzde, doktorumuz artık kafanın doğum kanalına girdiğini ve NST sonuçlarına göre krampların hafif hafif başladığını, doğumun yaklaştığını söyledi.
Son kontrolümüzde, doktorumuz artık kafanın doğum kanalına girdiğini ve NST sonuçlarına göre krampların hafif hafif başladığını, doğumun yaklaştığını söyledi.
Yok yok yazımda bir hata yok, aynı cümleyi bilerek 3 kez tekrarladım ki, inanması daha kolay olsun.
Dün itibariyle 38.haftanın içine girdik. Yani bu ne demek? Yani bu Efe Deniz 9 aylık oldu demek.
Yani bu ne demek?
Bebekler 9 ay 10 gün sonunda dünyaya geliyorsa, doğuma 10 gün kaldı demek.
Yani bu ne demek?
Anneciimmmmm çok az kaldıııı, bu seferde heycandan uyuyamıyorum demek.
Yok yok, internette yaptığım araştırmalar miyadında bir doğumun 40 haftada gerçekleştiğini söylüyor. Hem ultrason bize hep tarih olarak 15-17 Aralık tarihlerini verdi.
E bu durumda nerden baksan 18-20 gün var J
Ohhhhhhhhhhhhhh J
Aslında doğumdan filan korktuğum yok, benim paniğimin sebebi artık 3 kişi olacak olmamız ve oğlumu kucağıma alacağım için çok heycanlanmam.
Hani deli gibi aşık olduğunuz kişi pat diye karşınıza çıkar da, eliniz ayağınız birbirine dolaşır, kalbiniz heyecandan yerinden çıkacakmış atmaya başlar, karnınızda kelebekler uçuşur,derin bir nefes alma ihtiyacı hissedersiniz ya.... işte onun gibi birşey.
Neyse bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Bugünün en güzel tarafı ise uzuuun zamandır görmediğim iş arkadaşlarımın beni öğle yemeği arasında ziyarete gelmeleri oldu.
Hem hasret gidermiş oldum, hem de bana güzel bir moral oldu.
İyi ki geldiniz valla kızlar...



Bir önceki yazımda 9. Ayda bizi neler bekliyor demiştim ya, bu sorunun cevabını birkaç farklı yazıda vereceğim herhalde ama 8.aya oranla farklardan kısaca bahsetmem gerekirse; nefes alıp vermemin daha zorlaşmış olması (hele yemek sonrası) ve yürüyüşümün bir nine edasında olması en temel değişiklikler diyebilirim.
Ah tabi bir de bıcırın sertleşen hareketlerine bağlı olarak ,kendi fantezi dünyamda yarattığım, oğlanın kendi kendine konuşmaları var.
Zaten hareketli olan zıpırcık, son bir haftadır,geri geri kendini iterekten karnımı patlayacmışcasına şişirip kendine yer açmaya her çalışışında ya da ayak,bacak, gövde ve kollarıyla anlayamadığım hareketler yaptığında ben de onun içerde kendi kendine söylendiğini düşünüp gülümsüyorum ve canım ne kadar acırsa acısın, onun daha sıkıntıda olduğunu ve şöyle dediğini hayal ediyorum:
- Uff ya, bu ne iştir anlamadım. Tepe taklak duruyordum ama keyfim yerindeydi
şimdi kafam nerden sıkıştı buraya... İtiyorum itiyorum, ileri gidemiyorum.Geri çekmeye çalışıyorum çıkmıyor. Dur biraz daha zorlayayım bakayım, şöyle geri geri gerineyim bir...ııhh olmadı o zaman ileri iteyim kendimi....
Ve sanırım böyle itekleye itekleye sonunda çıkışı bulacak kerata J
Neyse o çıkışı bulana kadar ben bir kaç yazı daha yazarım sanırım son gelişmlerle ilgili (şu an soldan aldığım sert tekme,umarım “sen öyle san” anlamına gelmiyordur J ).